26 Haziran 2007 Salı

Şimdi kahramansınzı,peki kimi seçerdiniz?

Gecenlerde bir forum sitesinde dolaşırken bir soru ile karşılaştım..Bu yıl uzaktan eğitim ile ilgili hazırladığımız bir ödev aklıma geldi.Ödevimizin konusu olan hikayeyi uzaktan eğitime uyarlayacaktık baya bir sancılı dönemden sonra hallettik çok şükür..Uzaktan eğitim bilgisayarla alakalı bir şey olduğu ve öğretmen olmadığı içinde denetimini daha kolaylaştırmak,eğlenceli hale getirmek ve ilgiçekici kılmak için bir 'Hikaye kahramanı olsanız kim olmayı tercih ederdiniz ve neden?'diye bir soru sormuştuk grup arkadaslarımla.Az önce sözkonusu olan forum sitesinin edebiyat bölümünde karşılaştığım ise şöyle bir soruydu ' Bir roman kahramanı olacağınız söylense hangi kahraman olmayı tercih edersiniz? ' Kimileri iyi,güçlü,toplum tarafından benimsenen kahramanlar olmayı dilemişken,bazılarının olmak istediği kahramanlar ise ilgi çekiciydi,evet evet kim kötü kahraman olmak ister demeyin.Çok açık bir şekilde ben kötü kahraman olmak isterdim diyenlerde olmuş..Şimdii siz kahraman olsaydınız ( hikaye,roman,film,dizi) hangi kahraman olurdunuz??

6 yorum:

Assassiyun dedi ki...

adını hatırlamadıgım bir kitapta seri katilleri öldüren bir seri katilden bahsediliyordu.o'nun iyi mi kötü mü oldugu tartışılıyordu vs vs...

seri katilleri öldüren seri katil! hımmm.evet evet bunu istiyorum:P

zenocadı dedi ki...

:) oo süper.. İlginç bir karaktermiş.

ego dedi ki...

kesinlikle susam sokağında edi ile büdü kısımında uzaydan gelen iki karakter vardı(aslında iple tavandan iniyorlardı, cahiliye işte:). işte o uzaylılardan biri olmak isterdim. bana göre onlar çok kötü karakterlerdi. korkup korkup koltuğun arkasına saklanırdım güpegündüz:))

Adsız dedi ki...

küçükken butun kahramanları oldum kendimce. hatta kendimi deşifre ediim burda ninca kaplımbaalar gibin gözüme band takardım. o kadar hayalperesttim ama hiç bi zaman örümcek adam gibi uçmaya çalışmadım iplerle. sonra bezden kuklalar yapar oyantırdım onları, ağaçlara tırmanma olayını geçmiştim ben, iplerle bayırlarda taşlarda dağcılık oynardım(buraya parantez açalım örümcek adam diildim, dağcıydım kendimce), sonra sabah bi çıkardım her yeri dolaşırdım yeni yeni yerler örenirdim bi serüvenci gibi kendi çocuk halimle. normal çocuklar gibi misket oynamadım, bilyeliye binmedim, top peşinde koşturmadım. sonradan da böle sakinleştim. şimdide blogun isganbilabisiim. zaten kahramanım.:))

Nis dedi ki...

İnsancıklar romanında bir aşk hikayesi anlatılıyordu adam ve kadın perdeyle haberleşiyorlardı.Adam mektuplar yazıyordu kadına perdeniz açılmadı bugün hastamısınız diye...Nasıl yani demiştim biz her türlü iletişimin olduğu bir dünyadayız ve onlar kadar iletişemiyoruz ama yinede soruyorum kendime cesaretin var mı o romanın kadın kahramanı olmaya?cevap yerine sessiz kalıyorum her defasında....

Assassiyun dedi ki...

doğduğumuz günden beri bize öle basmakalıp bilgiler yüklenmiş ki dogru ile yanlışı ayırt edemez olmuşuz.

vakti zamanında şemsiye sadece güneşten korunmak için kullanılırmış.günün birinde bir adam yagmur yagdıgı sırada almış şemsiyesini başlamış dolaşmaya.mahalli deli gözü ile bakmış.yadırgamışlar gülmüşler eglenmişler adamla.ehehehe yıl 2007 var mı yagmurlu havada şemsiyesiz dışarı cıkan?

demem o ki nis,cesarete baglama bu işi.perde ile iletişim kur ne biliim dumanlı iletişime kızılderililerin kaldıgı yerden devam edelim,efendime söyliim cep telefonlarını parcalayalım... =)