29 Ekim 2007 Pazartesi

Ah bu facebook yok mu?

Üf diğer işlerimi yapmama engel olan kötü bağımlılıklarım artmaya başladı..Şimdi de bütün gün ''facebook''tan ortaokulu arkadaslarımla falan konusuyorum.Ne garip bir duygu yaa,kaç yıl sonra..

20 Ekim 2007 Cumartesi

Çirkinler de sever:)

Sevgili Turshucuğum beni yakalamış ,ee ondan kurtulmak da kolay değil zaten:)



Şimdi bende İsganbilabi,Nis ve Ozz'u paslıyorum...Hadi bakalım




17 Ekim 2007 Çarşamba

Tavuk oldum

Tatarcık humması, akut, hafif seyirli, enfekte kişide sınırlı bir gelişimi olan ve tatarcık sineği ısırmasıyla bulaşan virüs etkenli bir hastalıktır. İnsanlar dışında bu virüslerin hastalığa neden olduğu başka bir canlı türüne rastlanmamıştır. Orta Doğuda tarla farelerinin ara konakçı olduğu düşünülmektedir. Akdenize kıyısı olan ülkelerde, Balkanlarda, Afrika nın doğu kesimlerinde, Rusya ve Orta Asya ülkelerinde, İran, Irak, Pakistan, Hindistan, Panama, Brezilya ve Trinidad adalarında görülür. Panama ve Brezilya daki olgular genellikle salgın şeklinde değildir ve daha çok ormanla ilişkisi olan insanlarda rastlanmaktadır. Görevli veya turist olarak Kıbrısa gidenlerde sık olarak görülür. Halk arasında Tavuk Hastalığı olarak da bilinir.
Tatarcık hummasının Phlebotomus papatasii ile bulaşan bir virüs hastalığı olduğu 1909 da bildirilmiştir. Tatarcık hummasının etkeni Arbovirüs ailesinden olan bunyavirüs grubundan bir RNA virüsüdür. Tatarcık humması 20 - 45 kuzey enlem dereceleri arasındaki endemik bölgelerde ve vektör phlebotomusların bulunduğu ülkelerde görülür.
Tatarcık sineğinin ısırdığı insanlarda, ısırığın olduğu yerdeki deride kaşıntılı kabarıklıklar oluşur ve 5 gün kadar devam eder. 3 - 6 günlük bir inkübasyon dönemini takiben hastalık aniden ortaya çıkar. Ateşin ortaya çıkışından 24 saat önceki ve 24 saat sonraki periyotta kandan virüs elde edilebilir.
Hastalık genel olarak birdenbire, titreme veya ürpermelerle ateşin yükselmesi şeklinde başlar, bazı hallerde önceden kırıklık, başdönmesi, bacak ve karında anormal hisler olabilir. Başlangıçta veya daha sonra baş ağrısı, gözlerde yanma, göz arkasında göz hareketleriyle ortaya çıkan ağrılar, ensede ve sırtta sertlik, oynaklarda ve taraflarda ağrılar, tat alma duyusunda değişiklikler, iştahsızlık, bulantı, kusma, kabızlık veya sürgün, boğazda ağrı, burun kanaması, baş dönmesi olabilir. Damakta küçük veziküller görülebilir ve maküler veya ürtikeryal döküntüler gelişebilir.
Ateş, 39 - 40 oC ye kadar yükselebilir. Genellikle ateş 2 - 4 gün kadar sürer (3 gün ateşi) ve bol terleme ile düşer; ancak ateş, 1 - 9 gün de sürebilir. Bazen ateş düştükten sonra kısa süren bir yükselme de görülebilir. Nabız yavaşlar. Tatarcık hummasında yüz ve boyun kızarmıştır. Gözde konjuktivadaki kanlanma ucu korneaya varan bir üçgen şeklinde dikkati çeker, fotofobi ve gözde yaşarma olabilir. Ağızda yumuşak damakta ve yutağın arka cidarında kanlanma olabilir. 2 - 12 hafta içerisinde hastaların % 15 inde ikinci bir atak gelişmektedir.



Bence bir hafta önce bu iğrenç hastalıkla titreyerek tanıştım ve sonrasında gelen tarif edilemez acı ve bitmez tüken yorgunluk hissinin ardından 1 hafta boyunca yataktan çıkamadım. Dolayısıyla nete de girip yazı yazamadım hatta bırakın yazı yazmayı parmağımı bile kıpırdatamadım..Çok kötüydü:( Bir de her şeyi geçtim herkesin tavuk gibi gıdaklaması arkadaşlar arasında geyik oldu,hatta turkcellin tarife reklamını bile izlemek istemiyorum.

1 Ekim 2007 Pazartesi

Tatil..

Sevgili anneciğim ve babacığım gelmiş..
Üç günden beri Gazimağusa'da tatildeyim.
Deniz,güneş,kum ve ben..
Kendimi Kleopatra gibi hissediyorum desem:)